"Bir kadın entelektüele futbolu sevdiğinizi itiraf edin, anında kadınlarin erkeklerle ilgili düsüncelerini yansıtan donmuş bakışlarla karşılaşırsınız." Nick Hornby

18 Kasım 2013 Pazartesi

Stadyum İnşaatında İlk Uyarı

Bu yazıyı 2013 Temmuz'da yeni stadyum inşaatında "arkeolojik bulgu" haberleri sonrasında FutbolBurada'ya yazmıştım. Arşiv olarak buraya da ekleyelim.
Bilindiği üzere İnönü Stadyumu’nun yıkımına Yeni Açık tribünden başlandı ve yarınki Iron Maiden konserinden sonra da yıkım hızlanacak gibi görünüyor. Son günlerde ise Radikal gazetesinin bir haberi üzerine 3 Nolu Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu bir inceleme başlattı ve bugün aldıkları karar neticesinde bulunan varlığın inşaatın durmasını gerektirecek bir sebep olmadığına karar verdi.

Paydaş sayısının oldukça fazla olması ve futbol gibi bir popüler kültürün enstrümanı olması sebebiyle sürekli gündemde kalacak olan bu Proje’nin arkeolojik risklerine karşı sınırlı tecrübemle bir kaç tespit ve düzeltme yapmak isterim. Detaylara geçmeden önce belirtmek isterim ki arsanın değeri ve konuyla ilgili bilgi kirliliği sebebiyle konuyla ilgili komplo teorisi üretmek çocuk oyuncağı ve halihazırda birkaç tane üretmiş durumdayım. Yazacağım bu yazıda bunların tamamını yoksayacağım.

Günümüze kadar yaşananlar

Yıldırım Demirören zamanında her Mayıs ayında vurulan kazmayı yoksaydığımızda konuya ilişkin ilk verimiz 26 Şubat tarihli Radikal gazetesi haberi. Haberi yapan arkadaş mide bulandırsa da anladığımız kadarıyla İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürlüğü tarafından jeoradar yöntemiyle bir arkeojeofizik çalışması gerçekleştirilmiş ve İnönü Stadyumu’nun tabiri caizse bir yeraltı fotoğrafı çekilmiş. (Bu noktada belirtmek gerekir ki arkeojeofizik çalışmalar yer altındaki muhtemel yapı ve varlıklar hakkında bir fikir verse de asla herşeyi göstermez. Marmaray projesi kazılarında ortaya çıkan tarihi liman ve gemiler buna en güzel örnektir. ) Haberin dili ve niyetinden şüphe duyduğumdan oradaki detaylar beni çok ilgilendirmiyor. Ama şunu söyleyebiliriz ki eğer yapılan çalışma sonucu bir takım yapı ve varlıklar bulunduysa Beşiktaş yönetimi (dolayısıyla tasarımcı ve müteahhit firma) bundan detaylarıyla haberdardır. Dolayısıyla stat tasarımı ve inşaat metotları bu çalışma dikkate alınarak planlanacak ve gerçekleştirilecektir. Zaten konu haberde bahsi geçen su kanallarının kapatılması ve Dolmabahçe Sarayı’nın zarar görmesi riskini kimsenin alabileceğini de sanmıyorum.

Geçen sürede gerekli prosedürler tamamlandı ve Proje 7 Mayıs tarihinde 3 No’lu Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından onaylandı. Koruma kurulları bu tip Projelerle ilgili kararlarında onay verirken genelde bir takım şartlarla onaylarlar. Karar metnine maalesef ulaşamadım. Ama haberden anladığımız kadarıyla şartlardan bir tanesi - ki bu çok genel bir şarttır – muhtemel bir kültür varlığına rastlanıldığında inşaatın durdurulup kurulun haberdar edilmesi. Bunun haricindeki şartlarla ilgili bilgisi olan paylaşırsa sevinirim.

Bu noktada koruma kurullarından bahsetmek gerekiyor herhalde biraz. İşbu kurumlar genelde eski-yeni akademisyenlerden oluşuyor. Önceki durumları çok bilmem ama son senelerde siyasetin baskısını üzerlerinde fazlasıyla hissediyorlar. Verdikleri bir karar sebebiyle bir sene içerisinde üyelerinin çoğu değişen kurul gördüm diyeyim siz anlayın. Bunun yanında bütçeleri sınırlı olduğu için yapacakları tarama çalışmalarında müteahhit firmaları fazlasıyla kullanmaya çalışırlar, zorluk çıkarırlar. Bu sebeple stat inşaatı sırasında yönetimin hükümetle olan ilişkilerinin en iyi ihtimalle olumsuz olmaması gerekiyor ki Fikret Orman’ın da benzer bir strateji geliştirdiğini ve uyguladığını düşünüyorum.

Şu ana kadar Proje’nin mimari konsept tasarımı haricinde herhangi birşey göremediğimizden mimari ve yapı tasarımını kimin yaptığını ve hangi aşamada olunduğunu bilemiyorum. Stat yıkımı ve zeminin 8 metre alta indirileceği kazı sürecinde bu çalışmalar tamamlanabilir diye düşünüyorum.

İlk Şok: Tonoz

23 Temmuz’da Yeni Açık tribünün yıkım işleri esnasında Radikal haberinde de belirtildiği üzere tarihi kalıntı olması muhtemel birşey bulundu ve sorumlu koruma kurulu kararına uygun şekilde müze onaylı arkeolog gelerek ilgili kaydı tuttu. Bu süreçte inşaat durduruldu. Bugün ise kurul çalışmaların devamına engel bir durum olmadığını belirterek bir bakıma konuyu geçici süre kapattı.

Arada geçen 3-4 günde habere olan en büyük itiraz, daha önceki Radikal haberleri de düşünülerek haberin kötü niyetle hazırlanmış olması iddiasıydı. Haberin abartılı bir dille yazıldığı iddiasına katılmakla birlikte stat projesine özel bir kötü niyet olduğunu düşünmüyorum. Kültürel mirasa ilişkin diğer haberlere ve köşe yazılarına dikkat ederseniz benzer bir jargon ve abartılı dil bulabilirsiniz. Meslek odaları da benzer şekilde bu tip bir dil kullanır. Genel anlayış maalesef bu şekilde yerleşmiştir. Özellikle koruma-gelişim (conservation-development) tartışmalarında özellikle ülkemizde iki taraf da düzlem üzerinde uç noktalarda yer almakta müzakere ederek rasyonel çözümler bulma konusunda sıkıntılar yaşamaktadırlar. Başka bir deyişle bu muhabir arkadaşlar eğer ılımlı ve sakin dille yazarlarsa ne müteahhitlerin, ne ilgili kurulların ne de konuya ilişkin ortalama hassasiyeti düşük olan halkın kendilerini ciddiye almayacaklarını düşünürler. Ki bu konuda kısmen de haklıdırlar. Fakat gözden kaçırdıkları bir nokta var. Bugüne kadar hep kamu kuruluşları ve özel inşaat firmaları aleyhinde biraz da abartılı haber yaptıkları için karşılarında bu kadar geniş bir halk kitlesi bulmadılar ve genelde desteklendiler. Yapılan stadın ticari bir değeri olsa da aslında bu değerin halka ait olacağını anlamaları gerekiyor. Dolayısıyla genelin aksine bu abartılı dillerini değiştirmeleri gerekiyor.

Önümüzdeki 1-2 sene süresince bu haberler engellenemeyeceğine göre ne yapmak lazım? Önce şu konuyu açıklığa kavuşturalım. Stadın inşaatı sırasında bulunacak bir tarihi kalıntı veya yapı, bir ihtimal inşaatın tamamlanma süresini uzatabilecekse de “Stat burada yapılamaz” anlamı taşımamaktadır. Marmaray Projesi’nin Yenikapı terminali inşaatında İstanbul tarihini 8 yy. geri götüren tarihi bir liman bulmalarına rağmen çıkarılan kalıntılar müzenin belirlediği noktalara alınarak terminaller yapılabilmiştir. Ki Marmaray Projesi kazısı dünyadaki en geniş çaplı arkeolojik kazılardan bir tanesidir. Özetle inşaat sırasında bulunabilecek bir kalıntı sonrası hemen telaş yapmaya gerek yok. Çok büyük ihtimalle inşaat yakın zamanda yavaşlayarak da olsa devam edecektir. İnşaatın durdurulması ancak taşınamaz ölçüde bir yapı veya kalıntının ortaya çıkmasıdır ki bu tip sabit ve büyük bir yapının var olması ve arkeojeofizik raporda görünmemesini ben pek mümkün görmüyorum.

Bunun yanında Beşiktaş’ın bu senesini düşünürsek lig başlayınca bu konunun basın karşısında çok ciddi bir zayıf nokta olabileceğini düşünüyorum. Tribünlerin yıkım sürecinde bile yazılan felaket senaryolarını düşündüğümüzde yapılacak 8 metrelik kazıda yapılacak asparagas haberlere hazırlıklı olmak, sağa sola saldırmak yerine doğru bilgiyi talep etmek gerekiyor. Yönetimin de bu süreçte taraftarına tamamen şeffaf olamasa bile gerekli bilgiyi doğru zamanda infial yaratmadan ilk ağızdan anlatması, bu konuda bir iletişim stratejisi belirlemesi elzem görünüyor.

Özetle çok ince bir çizgide yürüyecek Beşiktaş stat inşaatı süresince. Ne yönetimin ne de taraftarın bu süreçte hata yapma lüksü yok. Bir olup yürümek lazım yeni stada. İnşaat daha yeni başladı ve önümüzde uzun bir yol var. Hakkımızda hayırlısı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder