"Bir kadın entelektüele futbolu sevdiğinizi itiraf edin, anında kadınlarin erkeklerle ilgili düsüncelerini yansıtan donmuş bakışlarla karşılaşırsınız." Nick Hornby

25 Mayıs 2010 Salı

Adriano ve Sergen



Bazı futbolculara çok yüklenilir tüm kamuoyunda. Onlar diğerlerinden çok farklıdır. Allah onlara herkese dokunduğundan farklı dokunmuştur. Nam-ı diğer "The chosen one" dirler. Ancak bunlardan bazıları asla potansiyellerinin zirvelerine erişememişlerdir. Sergen gibi... Ondan bahsedilirken her 10 insandan 9'u mutlaka "İstese dünyanın en iyi futbolcusu olurdu." benzeri cümleler kurar. Bana kalırsa da doğrudur bu. Ama cümledeki vurucu kelime "istese" dir. Doğru ya da yanlış, mantıklı ya da mantıksız bu insanlar en iyi olmak ve bunun için çaba harcamak istememişlerdir. Onların kendi hayat seçimlerini yapmaları bize onlara kızma hakkını verir mi? Sergen dünyanın en iyisi olmak için mücadele vermek istememiş, onun yerine bu zamanını at yarışıyla, kazandığı parayla sevdiği şeyleri yaparak değerlendirmiştir. Veya Adriano Nike reklamlarında ve şık davetlerde görünmek yerine Rio'da arkadaşlarıyla bira eşliğinde muhabbet ve eğlenceyi tercih etmiştir. Adını hatırlamadığım kariyerinde başarılı bir ispanyol oyuncu gençliğinde iyi bir futbolcu olmaya çalışırken ne kadar zorlandığını anlatmıştı bir röportajda. Arkadaşları eğlenceyle günlerini geçirirken kendisinin antrenmandan antrenmana koştuğunu ve bu durumun genç yaşta kendisini zorladığını söylüyordu. Şu an belki de bambaşka işlerde olan o arkadaşlarının yaptıklarından pişman olduklarını kim söyleyebilir ki?

Bu tercihleri yapan oyuncuları kızmak bir yana anlarım ben. Çünkü kendi tercihleridir bu. Sergen kendisi açıklamıştır bu durumu. "Herkes bana dünyanın en iyi futbolcusu olabileceğimi söylüyor. Ama ben bunu istemiyorum ki." Muadili bir cümlesi vardı yanlış hatırlamıyorsam. Ancak bu oyuncular o ülkedeki yeni nesillerin rol modelleri olurlarsa ve aynı zamanda bu oyuncular kariyerleri boyunca çizgisini hep vasatın üzerinde sürdürmüş başarılı sporculardan kat kat fazla değer görüyorlarsa ortada bir sıkıntı vardır .Birkaç yıl önce Beşiktaş altyapısındaki Muhammet örnek aldığı sporcu olarak Sergen'i söylüyorsa orada bir durmak gerekir. Veya Beşiktaş A2 takımının başına yetenekli ama başarısız bir sporcu Sergen Yalçın'ı getiriyorsa bunun adı net bir şekilde hatadır. Başka diyarlardan örnek verirsek Maradona şu an 2010 Dünya Kupası'na Arjantin'in başında çıkıyorsa bu gençlere yanlış mesaj vermektir. Açıkça meali "Eğer iyiyseniz her türlü yanlışı da yapsanız kabul görürsünüz." dür.

Sadede gelirsek bu oyuncular çok yeteneklidirler ancak iyi sporcular değillerdir. Bana göre genç Muhammet Sergen'i izlemeli onun oyunundan birşeyler öğrenmeli ancak ona oyunu, profesyonelliği öğreten Ergün Penbe olmalıdır. Necip kendisine Sergen'i değil Lampard'ı, Ballack'ı örnek aldığı için umudumdur.

Merhaba!


Bir yıldır belirli spor bloglarını düzenli takip ediyorum ve yorumlarımla katkıda bulunuyorum. Tüm bu süreçte hep aklımda olan şey doğru-yanlış gönüllülük esasına dayanan bu bağımsız medyaya katkıda bulunmaktı ancak çeşitli sebeplerle bir türlü bunu hayata geçiremiyordum. Sonunda gücümü topladım ve dünya kupası öncesi startı vermiş bulunuyorum. Şimdilik tek yazar olarak buradayım. Bir süre sonra birkaç arkadaşımın da destekleriyle daha yoğun bir şekilde üzerine düşecek ve bu blogu daha aktif hale getireceğiz.

Okuduğunuz için şimdiden teşekkürler.